Pazar yerleri mi e-ticaret sitesi mi tartışması her zaman olmuştur. E-ticaretin altın dönemini yaşadığını sürekli duyuyoruz, sürekli okuyoruz. Pandemi ile birlikte e-ticaretin beklenenin de üzerinde büyüdüğünü, pazara bir çok yeni oyuncunun da katıldığını, daha önceden e-ticarete, internetten ürün satın alma konusunda tereddüt yaşayan veya mesafeli duran bir çok kişinin artık internetten alışveriş yapması bütün bu büyüme oranlarını artıran etkenlerden.
E-ticaretin artan Pazar hacminden dolayı bir çok işletme ve kişi e-ticaret dünyasında bende yerimi almalıyım diye harekete geçmiştir. Harekete geçtikten sonra akıllarında şu soru geliyor; “kendi e-ticaret siteme mi yoksa pazaryerlerine mi ağırlık vereyim?”. Bu makalemizde bu sorunun cevabını vermeye çalışacağız.
E-ticarete başlamak
Kendi e-ticaret sitem mi yoksa pazaryerlerimi ikileminin başlangıcı hangi mecradan başladığınıza bağlı aslında. E-ticaret sitesi açma veya pazaryerlerinde satışa başlamadaki amaç daha çok satış yapmak. Yani bir umut. Eğer ilk önce kendi e-ticaret sitenizi açmışsanız ve umduğunuzu bulamamışsanız “keşke ilk önce pazaryerlerinden başlasaydım” dersiniz.
Veya önce pazaryerlerinden başlamışsanız artan komisyon oranları ve kargo ücretlerinden dolayı belli bir süre sonra “keşke bu kadar emeği kendi e-ticaret siteme verseydim, şimdi marka olmuştum” dersiniz.
Bunun gibi ikilemlere düşmemek için başlangıçta çok iyi düşünüp karar vermek gerekiyor. Bu konuda karar verebilmek içinde kendinizi, satacağınız ürünü, ürünün potansiyel müşterilerinin kimler olduğunu, bu potansiyel kişilerin nerelerde olduğunu bulmak için detaylı bir analiz yapmanız gerekiyor.
Sonrasında kendi e-ticaret sitenizi açmanızın avantajları nelerdir, dezavantajları nelerdir, pazaryerlerinde satış yapmanın avantajları nelerdir, dezavantajları neler olur sorularının da cevaplarını belirlemek gerekiyor. Bu detaylı analizden sonra ilk adımı hangi mecrada atmanız gerektiğine kolaylıkla karar verebilirsiniz. Detaylı analiz nasıl yapılır öğrenmek için aşağıdaki makalemizi mutlaka okuyun.
E-Ticaret rakip analizi nasıl yapılır
Kendi e-ticaret sitenizi açmanın avantajları nelerdir?
Kendi e-ticaret sitenizi açmanın en büyük avantajı kendi markanızı kurmanın daha kolay olmasıdır. Satmak istediğiniz ürünleri kendi logonuz altında, kendi koliniz ile göndermek, sattığınız ürünleri daha çok kişiye tanıtmak, memnun olan insanların sizden bahsetmesi marka olma yolunda sizleri çok mutlu edecek şeyler. Ama marka olmak sanıldığı kadar kolay ve kısa zamanda olan bir şey değil.
Kendi e-ticaret sitenizi açmakla bütün kontrol sizde olur. Bir e-ticaret sitesinin bir çok işlemleri vardır. Ürün açıklamalarının girilmesi, SEO çalışması yapılması, ürün görselleri ve videolarının eklenmesi, analitik araçlarının siteye entegre edilmesi gibi bir çok işlem yapmak gerekiyor. bu işlemleri kontrol sizde olduğu için kolaylıkla yapabilirsiniz.
e-ticaret yapmanın bir takım kuralları vardır. Kendi e-ticaret sitenizi açmakla kendi kurallarınızı, kendi müşteri yaklaşımınızı kimsenin zorlaması olmadan marka mantaliteniz çerçevesinde kendiniz belirleyebilirsiniz.
Kendi e-ticaret sitenizi açmanın dezavantajları nelerdir?
Kendi e-ticaret sitenizi açmak kendi markanızı oluşturmada ciddi kolaylık sağlasa da marka demek güven demektir. Yeni kurulan bir marka olarak müşterilerinize güven vermeniz zamanla olacak şey. Bu anlamda marka güven sorunu yaşamanız kaçınılmaz. Güvenilir marka imajı verebilmek için çok özverili bir şekilde çalışmanız gerekecek.
e-ticaret sitesi için en önemli şey trafiğin olmasıdır. Sitenize ne kadar trafik gelirse o kadar çok satış yapma imkanına sahip olursunuz. Yeni kurulan bir e-ticaret sitesi olarak trafik almanız biraz zaman alacaktır. Bu zaman zarfında sitenize trafik almak için sosyal medya ve Google reklamları ile yol almak durumundasınız.
Ücretli trafik almak sürdürülebilir olmadığı için organik arama sonuçlarında çıkmak için SEO çalışması yapmak durumundasınız. SEO çalışması zaman, sabır, uzmanlık, tecrübe ve maliyet gerektiren bir çalışmadır.
E-Ticaret siteleri için olmazsa olmaz unsurlardan biriside kargo süreçleridir. Satmış olduğunuz bir ürünü hızlı ve sağlam bir şekilde müşteriye ulaştırmak zorundasınız. Bunun içinde kargo firmaları kargo anlaşması yapmak zorundasınız. Kargo firmaları anlaşma için belli bir kota şartı koyacaktır. Her ay bu kotayı doldurmak sizin için zor ve stresli olabilir.
e-ticaret teknolojilerinde sürekli gelişmeler ve güncellemeler olur. Var olan e-ticaret sitenizi gelişen yeniliklere ve güncellemelere karşı yapılandırmanız gerekiyor. sağlam bir e-ticaret firmasının e-ticaret yazılımı kullanmıyorsanız veya bünyenizde bu işlerden anlayan bir ekibiniz yoksa bu tarz gelişme güncellemeler sizin için sorun olabilir.
Marka olmak için gece gündüz demeden çalışmak, mücadele etmek demek olmanız gereken bütün mecralarda olmanız gerek. Bu mecraların başında da sosyal medya platformları gelmekte.
Sosyal medya platformlarında doğru paylaşımlar yapmak, bu paylaşımlar için etkili tasarımlar yapmak, bu paylaşımların doğru hedef kitleye ulaşması için stratejiler geliştirmek zorundasınız. Eğer bünyenizde bu işleri yapacak ekip üyeleri yoksa sorun yaşayabilirsiniz.
Bunların haricinde daha çok satış yapabilmek için kutu ve ambalaj tasarımı, muhasebe programı, entegrasyon programı, pazarlama ve mail marketing çalışmaları, fenomenler/influencerlar ile sponsorluk anlaşmaları gibi çalışmalar da yapmak durumundasınız. Bunları yapacak bilgi, birikim ve zamanınız veya ekibiniz varsa fazla sorun yaşamazsınız.
Pazar yerinde mağaza açmanın avantajları nelerdir?
Pazar yerlerinde mağaza açmanın en büyük faydası kendi yazılımınızı geliştirmek zorunda kalmazsınız. Web teknolojileri veya güvenlik alanındaki güncellemeleri zaman kaybetmeden sitenize uyarlamak zorundasınız. Ama pazaryerlerinde böyle sorununuz yok. Zira bu güncellemeleri pazar yeri ekipleri yapmakta.
Bir çok pazar yerine aynı anda üye olup ürünlerinizi ekleyebiliyorsunuz. Eklemiş oldunuz ürünlere bir çok pazaryerinden sipariş geleceği için satışlarınızı artırma imkanına sahipsiniz. E-ticaret de çok önemli olan kargo sorunu burada yok. Çünkü kargo anlaşmalarını sizin yerinize pazaryerleri halletmekte. Siz sadece onlara komisyon ödüyorsunuz.
Pazaryerlerinde mağaza açmak sizi alan adı, sunucu, SSL gibi bir çok masraftan kurtarabilir. Bunun yanında kendi e-ticaret sitenizde site güvenliğinden siz sorumlu olduğunuz halde pazaryerlerinde böyle bir sorumluluğunuz yok. Mağazanızın güvenliğini kayıt olduğunuz pazaryeri sağlamak zorunda.
Pazar yerinde mağaza açmanın dezavantajları nelerdir?
Pazaryerlerinde mağaza açmanın ilk başta gelen dezavantajı artan komisyon oranlarıdır. Pazaryerleri satış yapılan her kategori için farklı farklı komisyon ücreti almakta. Alınan bu komisyon ücretini ürüne ekleyince ürünün fiyatı rekabet etmekten hayli uzaklaşıyor. Rekabet edebilmek için mecburen çok düşük kar marjıyla çalışmak zorunda kalınıyor.
Pazaryerlerinde ki bir diğer dezavantaj ise iade oranlarınız yüksek olursa üründen kar değil zarar ediyorsunuz. Pazaryerlerinde iade etme şartlarının daha kolay olması, müşterinin her zaman haklı görülmesi gibi nedenlerden dolayı art niyetli kişiler ürünleri alıp sebepsiz yere iade edebiliyor veya kendisine lazım olan bir parça için sizin ürününüzü alıp içindeki parçayı adlıktan sonra iade edebiliyor. Pazaryerlerinde iadelerin kargo ücretleri satıcıya ait olduğundan ürünü satmadan argo ücreti ödemek zorunda kalabiliyorsunuz.
Pazar yerlerinde kendi markanız ile var olmanız çok zor. Bir markanın gölgesi altında ne kadar marka olabilirsiniz ki? Pazar yeri müşterisi alacağı ürünü arama kısmından aratıp kendisi için gerekli olan ürünü hangi mağazanın sattığına bakmadan satın alır. Bu durum markalaşmanın önündeki en büyük sorunlardan biridir.
Pazaryerlerindeki sorunlardan biriside ürün yönetimi konusudur. Birden fazla yerde ürün satılması zamanla stok sorununu doğurabiliyor. Bu sorunu aşmak için entegrasyon yazılımları kullanılıyor. Satılan bir ürün diğer pazaryerlerinde stoktan düşüyor. Ama özellikle az stoklu ürünlerde aynı anda sipariş gelebiliyor.
Buda ürünün teminini zorlaştırdığından bir pazaryerinden siparişi iptal ettirmeyi doğurabiliyor. Bu şekilde bir iptal ettirme müşterinin düşük puan vermesine, kötü yorum yapmasına veya pazaryerinin ceza uygulamasına sebep olabiliyor.
Pazar yerlerinde ürün ekleme olsun bir çok alanda insiyatif sizde değil pazaryerinde. Yani oyunu onların kurallarına göre oynamak zorundasınız. İlave bir özellik eklemek isterseniz ekleyemezsiniz. Onların size sağladığı hakimiyet alanı kadar hareket edebilirsiniz.
Örneğin ürünlerinize video eklemeniz gerekebilir. Veya bu şekilde ürünü daha iyi tanıtabileceğinizi düşünebilirsiniz. Ama bunu Trendyol pazaryerinde yapamazsınız. Çünkü burada ürüne video ekleme özelliği yoktur.
Pazaryerlerinde ansızın sitenizin kapanmayacağının garantisi yok. Bir bakmışsınız yapmadığınız bir nedenden dolayı veya farkında olmadan yaptığınız bir davranıştan dolayı mağazanız kapatılmış, onca emeğiniz çöpe gitmiş olabilir.
Ürünlerinizi tanıtmak için profesyonel fotoğraf çekimi yapmış olabilirsiniz veya masraf edip yaptırmış da olabilirsiniz. Sizin çekmiş olduğunuz fotoğrafları sizinle beraber aynı ürünü satan kişiler tarafından da kullanılmasını engelleyen bir sistem yok. Kısaca fotoğraflarınız başka kişiler tarafından izinsiz kopyalanabilir.
Sonuç olarak…
- Pazar yerlerinin aylık ziyaretçi sayısı çok daha fazla
- Müşteri gözünde pazar yerleri daha güvenilir
- Ürün iade, iptal ve para iadesi koşulları pazaryerlerinde daha fazla
- Pazar yerlerinde ürünü geç gönderme yok
Bunlardan dolayı pazar yerleri daha çok tercih ediliyor. Ama bunun yanında;
- Pazar yerlerinde yüksek komisyon uygulaması var
- Pazar yerlerinde kontrol sizde değil
- Pazar yerlerinde ödemeler çok geç yapılıyor.
- Pazar yerlerinde müşterileri tekrar hedeflemek ve müşteri ile tekrar iletişim kurmak zor
- Pazaryerlerinde markalaşmanız çok zor
Yukarıda sayılan dezavantajlar kendi e-ticaret sitenizde yaşamazsınız. Sitede bütün kontrol sizdedir. Markalaşmak için istediğiniz çalışmayı yapabilirsiniz. Pazaryerlerinde ürünün kolisinde, ambalajında kendi sitenizin, markanızın logosunu kullanamazken kendi sitenizde bunları yapabilirsiniz.
Peki nasıl İlerlemek daha mantıklı? Önce pazar yerlerinde mi koksa kendi e-ticaret sitenizde mi satış yapmalısınız?
Bu soruya bizim cevabımız aslında her ikisini de yapmanız. E-ticaret sitesi açmaktaki amaç daha fazla kişiye ulaşıp daha fazla satış yapmak değil mi? O halde size daha fazla satış getirebilecek bütün mecralarda olmalısınız.
Burada dikkat edilmesi gereken bulunulan mecranın hakkını verebilmek, marka bilinirliğine zarar vermemek. Eğer yeterli sayıda ekibiniz veya ürün stoğunuz yoksa bir çok mecrada bulunmayı erteleyin. Zira bu durum marka bilinirliğinize faydadan ziyade zarar verir.
E-ticarete aynı anda hem e-ticaret sitesi hem de pazaryerinde başlayabilirsiniz. Pazaryerinde müşteriler komisyon alındığını ve bu komisyonun ücretinin ürüne eklendiğini bilir. Acaba bu ürün komisyon ücreti alınmadan ne kadar, mağazanın kendi e-ticaret sitesinde ne kadar diye merak edip sitenizi ziyaret edebilir. Bu şekilde dolaylı da olsa kendi e-ticaret sitenize trafik sağlayabilirsiniz.
Kendi markanızı oluşturmak kendi e-ticaret sitenizde daha kolay olacaktır. E-ticaret sitenizi açıp uygulamanız gereken bütün adımları uygulayın. Yani bir e-ticaret sitesinde olması gereken bütün şartları taşıyın. Sonrasında bize göre doğru hamle ilk başlarda ağırlığı pazaryerlerine vermektir.
Buradan sağlayacağınız marka bilinirliğini kendi e-ticaret sitenize kanalize etmeye çalışın. Pazaryerlerinden alınan bir ürünü bir sonraki sefer kendi sitenizden almaları için çözümler geliştirin. umarım makalemiz Pazar yerleri mi e-ticaret sitesi mi tartışmasına cevap olur.